Dünya’ya okçuluğu öğreten Osmanlı’lar olmuştur. Osmanlılar zamanında okçuluk büyük bir önem kazanmış, okçuların yetişmesi ve eğitimi konusu devlet seviyesinde ele alınmıştır.
Okçuluk günümüzde son derece modern malzemelerle ve kurallar çerçevesinde yapılmaktadır. Okçuluk ilk kez 1904 Yaz Olimpiyatları’nda olimpik programa alınmış,
1972’den beri aralıksız olarak programlarda yer almaktadır.
Spor sevgisini
spor bilincini ve spor yapma alışkanlığı kazandırır.
Ok atmanın en
çekici ve güzel tarafı uzaktaki bir cismi vurmanın hazzıdır. Ok atan kişi
bedenini ve ruhunu eğitip; kendisini maksimum düzeyde kullanmasını öğrenir.
Kişiye özgüven,
disiplin, koordinasyon, heyecan sağlarken ayrıca sosyal bir ortam kazandırır.
Dikkatin bir
yöne odaklanmasını sağlar ve uzun süreli konsantrasyon kazandırır.
Sabretmeyi,
mücadeleyi, pes etmeme yetisini kişiye kakazandırır.
Kişinin zihinsel
düşüncesiyle fiziki hareketlerini olumlu yönde geliştirebileceğini öğretir.
Sürekli dik
vaziyette ok atıldığı için, vücudun doğal postürünün kazanılmasını sağlar.
Okçuluk sporu
yapan zihinsel ve fiziksel olarak dengeli bir duruş sahibi olur.
Vücuda uzun
süreli dayanıklılık kazandırır.
Aynı anda birçok
hareketi kontrol altında çalıştırabilmeyi ve beyni daha fazla çalıştırıp
sürekli zinde tutmayı sağlar.
Hafıza,
algılama, hissedebilme, hareketlerimizi kontrol altında yapabilme gibi birçok
özelliğimizi geliştirir.
Kuvvete karşı
vücudun dengeli ve koordineli kullanmayı öğretir.